11 Nisan 2008 Cuma

Türk Yöneticilerin Maaşları Zengin Ülkeleri Solladı

Data Expert'in ücret eğrileri ile ilgili yapmış olduğu araştırma, 5.000 çalışan ve 95 firmanın katıldığı görüşmeler sonucu toplam 15.000 personel değerlendirilerek tamamlandı. 2005 yılı ücretlerinin baz alındığı araştırmaya göre Türkiye'deki üst düzey yöneticiler bir yıl içinde aldıkları ortalama maaşları ile kişi başına yıllık ortalama geliri 30.000 doları bulan ülkelerdeki meslektaşlarını bile geride bıraktı. Yıllık dünyanın en yüksek yönetici maaşlarını veren İsviçre, Danimarka, Almanya ve Avusturya'nın ardından yılda ortalama 120.000 euro ile en fazla kazanan üst düzey yöneticiler Türkiye'den çıktı. ABD, Hollanda, İngiltere, Norveç gibi ülkeler ise yönetici maaşları söz konusu olduğunda Türkiye'nin ardından geliyor. Ancak brüt maaşın dışında toplam yönetici gelirleri prim, yan ödemeler, tatil ücretleri, satış komisyonu, kar payı, performans değerlendirme vb. ödemelerin eklenmesi ile hesaplandığında Türk yöneticiler 10. sıraya düşüyor. Data Expert'ten Hasan ALTUNKAYA konuyla ilgili şöyle değerlendirme yaptı: "Türkiye'de asgari ücret 220 euro, Hollanda'da 1000 euro. Oysa Türkiye'deki üst düzey yöneticilerin ortalama maaşları Hollanda'dakilei geçiyor. Bu durum Türkiye'deki gelir dağılımı adaletsizliğinin de bir tür göstergesi. Her ne kadar benim çalıştığım alan bu olsa da, ben dahi rahatsız oluyorum. Bu durum şirketlerde çalışanlarda genel bir haksızlık duygusu uyandırıyor. Üst düzey önetici ile onun hemen altında çalışan kişilerin aldıkları ücetler arasında korkunç bir makas var. Bunun sebebi ise şu: Türkiye'deki şirketler henüz çok genç. Bu mantıkdışı durumun düzeltilmesi konusunda şirket kültürleri de hazır değil".Kaynak: Sabah İşte İnsan Gazetesi

Yetiş anneanne çalışan kızın doğuruyor

Kariyer yaparken aynı zamanda çocuk da büyütülebilir mi? İşte bu açmazı yaşayan pek çok kadın ya işinden ya da hayalindeki çocuğundan vazgeçmek zorunda kalıyor. Aktüel dergisinin bu haftaki sayısında; 'çocuk da yaparım, kariyer de' diyen dört başarılı kadın bu işin sırrını açıklıyor. Çocuklu kariyer sahibi kadının ardındaki güç: Anneanne. Ayda 10 günü yurtdışında geçiriyor Boğaziçi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okurken asistan olarak işe başlayan Serfinaz Altun, 10 yıllık çalışma hayatı sonucunda şu anda bulunduğu noktaya gelmiş. Çalışırken çocuk yapmaya hatta evlenmeye cesaret edemeyen kadınları anlamadığını söyleyen Altun, 24 yaşında tam da kariyerinin başında evlenmiş. 5 yıl sonra da kızı Alara'yı dünyaya getiren Altun'a göre işte de evde de mutlu ve başarılı olmanın yolu, doğru organizasyon ve program yapabilmeden geçiyor. İşi nedeniyle ayın 10 gününü yurtdışında geçiren Altun, seyahatlerinden en az bir hafta öncesinde Alara ile ilgilenecek aile büyüklerine haber veriyor. Kaliteli yaşasınlar diye çalışıyor Çokuluslu bir ilaç firmasında çalışan Esra Doğanay, çocuklarının her zaman ilk sırada yer aldığını ama onlara daha kaliteli bir yaşam sunabilmek için de çalışmanın şart olduğunu söylüyor. Doğanay, bu şekilde dengeyi sağlayabildiğini ifade ediyor. 12 yaşındaki büyük oğlu Barkın aylıkken Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olan Doğanay; mastır yaparken de çalışmış, Barkın'ı büyütmüş ve küçük oğlu Doruk'u dünyaya getirmiş. Doğanay, tüm bunları bir arada yürütebilmesini de sporcu kişiliğine bağlıyor. Belki de bu yüzden oğulları da aynı sporla uğraşıyor. Çocukları onunla gurur duyuyor Altı yıllık tıp eğitimi, ihtisas ve devlet hastanesinde yoğun iş temposu... İşte tam bu sıralarda iki çocuk birden yapmış Nursen Şen. Şimdi özel sektörde lazer operasyonları ve başhekimi sorumluluğu ile kariyerine devam eden Şen'in de en büyük yardımcısı kendi annesi olmuş. Başta sadece üç aylığına gelen anneanne o gün bugündür tam 14 yıldır evine dönememiş. Genç yaşta hem anneliği hem de doktorluğu başarıyla yürütmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Şen'in şu anda 14 ve 9 yaşında olan iki oğlu da hallerinden epey mutlu... Çocuklar "Biz annemizin başarılarıyla övünüyoruz" diyor. Önce işini yapmış sonra doğumu Tam kızının doğumuna birkaç gün kala uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptığını söylüyor Zümrüt Erkan. Hatta Belçika'da yapılması gereken toplantı, Erkan hamile diye İstanbul'a alınmış. İyi ki de alınmış çünkü Erkan toplantının bitmesiyle birlikte doğum için hastaneye kaldırılmış. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Erkan 13 yıldır aynı firmada çalışıyor. Kızı Deniz'in özellikle bebeklik döneminde biraz zorlandığını söyleyen Erkan, eşinin ve annesinin yardımlarıyla kariyerinden hiçbir zaman vazgeçmemiş. Zaten altı yaşındaki Deniz de annesinin çalışmasının çok normal buluyor ve başka türlü bir hayat düşünemiyor. sabah.com.tr