13 Mart 2008 Perşembe

Sayısal Loto Bayiliği Şartları

Bayi ile ilgili şartlar:
18 yaşını bitirmiş ve rüştünü kazanmış olmak,
Yüzkızartıcı, hürriyeti bağlayıcı ve ağır ceza suçlarından hüküm giymemiş olmak, Akli özür bulunmamak.
İşyeri ile ilgili şartlar:
Sayısal Oyun bayilikleri gerçek ve tüzel kişilere verilir. Başvuruda bulunulan işyerinde en az 1 (bir) yıldır faaliyet gösteriliyor olmalıdır.(3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun değişik 21.Md 1.fıkrasının (d) bendinde sayılan gerçek kişiler hariç)
İşyeri, insan yoğunluğunun olduğu cadde üzerlerinde veya işlek bir sokakta yada iş merkezlerinde bulunmalıdır,
Bayilikler, gazete ve tekel bayilikleri, süpermarket, market, büfeler ile kuruyemiş, kırtasiye, cep telefonu, bilgisayar ve müzik kaseti satan işyerlerine ve sayılan bu işyerlerinde Milli Piyango bayiliği yapanlara verilir.
Mali şartlar
Sayısal Oyunlar bayiliği almaya hak kazananlardan 2000 ABD Doları nakit teminat alınır.
Sayısal Oyunlar bayiliği verilen işyerine, Türk Telekom A.Ş. tarafından tesis edilecek iletişim hattının; tesis, ölçüm ve kanal kira ücretleri, bayi tarafından ödenir.
Sayısal Oyun bayilik verilme usulü:
Yukarıda belirtilen şartlara haiz olan gerçek ve tüzel kişilerin başvurusuna, bir kura numarası verilmek suretiyle, Sayısal Oyunlar Yönetmeliği çerçevesinde Kur'a ile sayısal Oyun bayiliği verilmektedir.
Kura çekimi noter tarafından ve bayi adaylarının huzurunda yapılmaktadır.
Kura sonunda Sayısal Oyunlar bayiliği almaya hak kazananlara İdaremizce bayilik verilmektedir.
Kura ile belirlenenlerden, gerekli koşulları taşımadıkları sonradan tespit edilenler, bayilik için herhangi bir hak iddia edemezler.
Başvuru formuna ekleŞimdi Kaydetnecek belgeler:
Başvuru sahibinin nüfus cüzdanı fotokopisi (T.C.Kimlik Numarası ile birlikte)
Bayilik talep edilen işyerine ait vergi levhası ve işyeri çalışma ruhsatı fotokopisi(tüzel kişiler için ilave olarak Ticaret Odası belgesi ve Ticaret Sicil Gazetesi)
Bayilik talep edilen işyerinin cepheden çekilmiş bir adet fotoğrafı
Bayilik talep edilen işyerinin el ile çizilmiş adres krokisi.
Başvurunun formunun alınacağı ve başvurunun yapılacağı yerler:
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Loto Dairesi Başkanlığı Ziyabey Caddesi 22.Sokak No:1
06520 Balgat/ANKARA











2 Mart 2008 Pazar

Çalışmak için mi yaşıyorsunuz?

Çalışmak için mi yaşıyorsunuz?

Yoğun iş temposuHepimizin hayatında stres yaratan pek çok şey var. Günümüz dünyasının durmaksızın hızlanan yaşam koşulları, evde, yolda ve tabii ki işyerinde sayısız stres kaynağı oluşturuyor. Bob Losyk, "Sakin Ol Sinirlerine Hakim Ol" adlı kitabında stresle mücadele etmenin birçok yolunu sunuyor. Bunlardan biri de işimizin, hayatımızdaki yerini anlamamıza yardımcı olmayı amaçlıyor.

"Hayatımızın büyük bir bölümünü işte geçiririz. İş bize kendini gerçekleştirme, kendi olma duygusu verir. Çalışmak kendimizi ve ailemizi geçindirmek için kaynak edinmemize olanak sağlar. Yaşamak için çalışmak zorundayız" diyen Losyk, yaşamak için mi çalıştığımızı yoksa çalışmak için mi yaşadığımızı kendimize sormamızı istiyor. Uzun saatler çalışıyorsak, oturup bunun niçin böyle olduğunu düşünmemizi öneriyor.

TestBob Losyk, aşağıdaki test ile işinizin kölesi olup olmadığımıza karar vermemizi kolaylaştırıyor. Bu soruların birkaçına bile EVET yanıtını verdiyseniz, işinizin hayatınızı bir ahtapot gibi sardığını ve sizi iş kölesine dönüştürdüğünü artık fark edebilirsiniz. Losyk işimizle ilgili daha fazla çalışmamız gereken dönemlerin olabileceğini fakat bunların kural haline gelip gelmediğine dikkat etmek gerektiğini söylüyor. Pek çok insan için bir kaçamak olduğunu, kişisel sorunlar söz konusuysa, işin bunlarla ilgilenmekten alıkoyduğunu anlatıyor. "Mutlu değilseniz, iş harika bir saklanma sığınağıdır" diyerek, çok çalışmanın hayatta baş edilemeyen şeylerden uzak tuttuğunu düşündüğümüzü belirtiyor. Hayatımızın dengede olup olmadığını anlamamız için haftanın ne kadarını çalışmaya, aileye, arkadaşlara, eğlence ve etkinliklere, egzersiz ve fiziksel aktivitelere, ruhsal faaliyetlere ayırdığımızı, kendimize sormamız gerektiğini vurguluyor.

İş köleliği testi

  • Çalışmadığım zaman suçluluk duyarım.
  • Çalışmadığım zaman sürekli işimi düşünürüm.
  • Tatillerle ilgilenmem.
  • Tatildeyken işyerime sık sık telefon eder veya e-posta gönderirim.
  • Dinlenme zamanının önemli işleri yapmaya ayrılması gerektiğini düşünürüm.
  • Uyumadan önce yatakta da çalışırım.
  • Arkadaşlarım ve ailemle hemen hemen hiç birarada olmam.
  • En yakın dostlarım muhasebecim, avukatım ve iş arkadaşlarımdır.
  • Hayatımdaki bütün amaçlar kariyerim ve işimle ilgilidir.
  • Sadece çalıştığımda doyum ve mutluluk hissederim.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Ofiste Çalışanları Delirten Şeyler


Yazıcı aksaklıkları, cep telefonunu sessize almadan unutup giden iş arkadaşları.. Ve bakın başka neler..

Canon’un 13 Avrupa ülkesini kapsayan araştırmasının sonuçlarına göre, çalışanları en çok uzun ve anlamsız toplantılar kızdırıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 30’u ise yazıcı arızası nedeni ile öfkeleniyor. Bu sorunun en çok yaşandığı iki ülkeden biri Türkiye. Araştırma verilerine göre, ofis çalışanlarının % 14’ü bugüne kadar bir şey tekmelemiş veya kırmış, % 32’si masalarına şiddet uygulamış, % 12’si ise yazıcı tekmelemiş.

Araştırmaya göre, çalışanları en çok uzun ve anlamsız toplantılar kızdırıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 30’u ise yazıcı arızası nedeni ile öfkeleniyor. Bu sorunun en çok yaşandığı iki ülkeden biri Türkiye.

Avrupa’nın 13 ülkesinde yaptırılan ‘Ofiste Öfke’ araştırmasıyla, çalışma ortamlarındaki öfke nöbetlerine ve nedenlerine ışık tuttu. Ofis öfkelerinin altında yatan gerçek nedenleri su yüzüne çıkaran araştırma sonuçları, şimdiye dek bilinen önlemlerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek gibi görünüyor.

Canon’un ICM Research adlı araştırma şirketine yaptırdığı araştırmanın başlangıç noktası, ofisteki yazıcı sorunlarının giderilmesi ve ofislerde teknolojinin en sorunsuz şekilde kullanılabilmesi. Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Türkiye ve Romanya’dan toplam 1.857 çalışanla röportaj gerçekleştirilerek yapılan araştırmanın katılımcılarının %54’ü kadın. 18 ve üstü yaş gurubunda yapılan araştırmada katılımcıların % 48’i 25–34 yaş aralığında ve hükümet, kamu, BT ve Telekom servisleri ile finans başta olmak üzere perakende, sağlık, eğitim, inşaat, taşımacılık, turizm, enerji, tarım ve medya sektörlerinde çalışıyor.

En kızgın ofis çalışanı İtalya’da!

Araştırmaya göre her 10 kişiden 8’i, ofis ortamında bir başkasının görünür bir şekilde öfkesini kontrol edemediğine şahit olmuş. Bu oran %94’le en yüksek İtalya’da, % 68’le en düşük Kuzey Avrupa ülkelerinde. Çalışanların % 68’i ise iş yerinde öfkesini kontrol edemiyor. Öfkeyle kalkanların meydana getirdikleri zarar sonuçları ise şöyle: Toplamda % 14’ü bir şey tekmelemiş veya kırmış, % 32’si masalarına şiddet uygulamış, % 12’si ise yazıcı tekmelemiş veya kırmış.

Türkler en çok yazıcı aksaklıklarına sinirleniyor

Türkiye’deki araştırma sonuçları, diğer ülkelerdekinden önemli bir farklılık gösteriyor. Araştırmanın gerçekleştirildiği birçok ülkede uzun toplantılar, saygısızlık, ofis koşulları gibi nedenler öfkeye neden olan ilk sebepleri oluştururken, Türkler % 50 oranla en çok yazıcı aksaklığına sinirleniyor. Toplam sonuçlarda % 30 oranla beşinci sırada bulunan yazıcı aksaklığı, Türkiye’deki ofislerde birinci sorun olarak göze çarpıyor. Türkiye’de çalışanların öfkelenmesine neden olan en büyük ikinci nedeni ise % 49 oranla ofis politikaları oluşturuyor.

Diğer nedenler sırası ile şöyle:

  • Çok hırslı yöneticiler % 47.
  • Işıkları söndürmeme, yazıcıyı kapamama, çevreyi düşünmeme % 45.
  • Masada cep telefonunu sessize almadan bırakan insanlar % 36.

Ofis çalışanını çıldırtan sebeplerOfis ekipmanı aksaklıkları öfke sıralamasında ilk 5’te

Türkiye’deki sonucun bir benzerine de Almanya’da rastlanıyor. Almanların % 53’ü ofisteki öfkelere neden olarak yazıcı aksaklığını gösteriyor. Doğu Avrupa çalışanlarının % 15’i ofiste yazıcıların eksikliğini en çok hisseden kesim. Toplam araçtırma sonuçlarında ise yazıcı sorunu % 30 oranla 5. sırada yer alıyor.

Açık ofisler stresi artırıyor

Katılımcıların % 24’ü yeni bir patronun, % 22’si ise tıka basa dolu olmayan ve daima temiz kağıt yüklü olan yazıcıların, ofis hayatını daha çok kolaylaştıracağını düşünüyor. Katılımcıların % 66’sı kısmen ve % 64’ü tamamen açık ofislerin, stres seviyesinin yükselmesinde rol oynadığını düşünüyor. Diğer tür ofislerde, katılımcıların % 48’i ofis ortamının stres seviyelerini etkilediğini hissediyor. Her dört kişiden biri dokümanlara hızlı ve kolay ulaşmanın ve % 14’ü daha iyi bir yere konulmuş bir yazıcının, ofisi daha ‘kullanımı kolay’ hale getireceğine inanıyor.

İşyerinde öfke üretim ve karlılığı etkiliyor

Canon Avrupa’nın Avrupa Çözüm Pazarlama Müdürü Adam Gilbe, ofislerde yaşanan öfke nöbetleri hakkında şu yorumu yapıyor: “Araştırmaya göre yalnızca %5 katılımcı, şimdiye kadar hiç öfkelenmediklerini söylüyor. Ofiste yaşanan öfke, Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı ciddi bir problem. İşyerlerindeki bu durum, üretim ve karlılık potansiyeli performansına etki edecektir. Çalışma hayatını kolaylaştıracak çözümler sağlanarak bu problemler aşılabilir.”

Ofis çalışanlarını çileden çıkaran nedenler:

  • Uzun anlamsız toplantılar % 50
  • Saygısızlık ve hor görülme % 48
  • Kötü ısıtma ve havalandırma koşulları % 37
  • Destek eksikliği % 36
  • Ofis politikaları % 31
  • Yazıcı aksaklığı / Hazırlıksız toplantıya katılan insanlar %30
  • BT yetersizliği % 28
  • Çevreye saygı göstermeyen insanlar % 24
  • Çok hırslı yöneticiler % 23
  • Telefonun sesini kısmadan masasında bırakan insanlar % 22
  • Network’te doküman aramak % 20
  • Dağınık ofis mutfağı % 16
  • E-posta kirliliği / Farklı uygulamalarla doküman alma %14
  • Park yerinin başkası tarafından kullanılması % 7
  • Hiçbiri % 5

Kaynak: www.haberturk.com

Bayanlar neden terfi edemiyor?



Bayanlar neden terfi edemiyor?Yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar genellikle terfi alamıyorlar. Nedeni, patronların erkeklerde doğal olarak bulunan yeteneklerin kadınlarda bulunduğuna inanmaması.

Araştırmaya göre, erkeklerin daha saldırgan bir yönlerinin bulunması, onları daha fazla sorumlulukla başa çıkabilen doğal liderler konumuna getiriyor. Buna karşılık kadınlar yüksek pozisyonlar için fazla uygun bulunmuyorlar, çünkü başarıları, 'özel bir çaba' göstermeye bağlı. Bu nedenle de uzun dönemde aynı başarıyı yakalayamıyorlar.

Kadın-erkek eşitliğini tamamen hiçe sayan bu görüşler, İngiltere'deki dünya çapında bir bilişim şirketi ve bir bankada, 200 kadın ve erkek üzerinde yapılan bir araştırmaya dayanıyor.

Araştırma sonuçları, kadınların bir amaç uğrunda başarı elde etmekten ziyade, farklı durumlara göre davrandıkları şeklinde algılandıklarını gösteriyor. Buna karşılık erkeklerin, başarılı sonuçlar alınmasında etken oldukları düşünülüyor. Kadınlarda 'doğru özellikler'in bulunmadığı ve liderlik vasıflarına sahip olmadıkları da düşünülenler arasında.

İngiltere'de kadınlar çalışan kesimin yüzde 40'ını oluşturuyor ve yapılan bazı anketlere göre, yüksek mevkilerde erkeklerin bulunması artık geçmişte kalan bir şey. Yakın zamanda Financial Times tarafından hazırlanan bir rapora göre, sektörün önde gelen yatırım kuruluşlarında, üst kademe işlerin yüzde 25'inde kadınlar çalışıyor. Buna karşılık geçen ay yayınlanan, 2003'te Britanya'nın En Çok Kazanan Kadınları listesindeki isimlerin çoğu bir yerde çalışan kadınlar değil, müteşebbis olanlar. Bir yerde çalışıp da yüksek kademelere gelen kadın sayısı son derece az görünüyor.

İngiltere'deki Eşit Fırsat Komisyonu'nun bu hafta yayınladığı bir rapor da bu listeyi destekliyor. Buna göre, İngiltere'de şirket liderlerinin sadece yüzde 9'u kadın. Bu rakam, FTSE (Financial Times ve borsa) şirketlerinde yüzde 6.5'a kadar düşüyor. Bu da, İngiltere'deki şirketlerin dörtte birinin ki, bu rakam bir milyon civarında ve giderek artıyor, sahibinin neden kadın olduğunu açıklıyor.

Türkiye'de durum farklı görünmüyor. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 2000 yılında yaptığı Yapılan İşe Göre İstihdam Edilen Nüfus çalışmasında, müteşebbis, direktör ve üst kademe yöneticisi olan kadın sayısı 36 binlerde (tam rakam 36.128) gezinirken, bu rakam erkeklerde 330 binlere (tam rakam 330.218) ulaşıyor. Bu rakamlar, yasama organları ve kamu sektöründe kadınlarda 12 binler (12.810), erkekler de ise 71 binlerde.

Kaynak: www.sohbetz.com/kadin/kariyer

İşerininizde Mutlu Olmanın yolları


Hayatımızın büyük bir bölümünü çalışarak geçiriyoruz.Belki de şanslı olanlar sevdikleri işi yapanlar.Peki işinizden keyif almanın yllarını biliyormusunuz?

1. Çevrenizi, baktığınızda gülümseyeceğiniz nesnelerle donatın.

2. Gününüzü tersine çevirin. İlk yapılacakları en son, en son yapılacakları ilk başta yapın.

3. Kaygılanmayı bırakın! Kendinizi ya da işinizi o kadar da ciddiye almayın. Yaşam çok kısa.

4. Düzenli molalar verin. Yakınınızda yap-boz, oyun ve boyama kitapları gibi oyalanabileceğiniz bir şeyler bulundurun.

5. Önünüzdeki yedi günlük süre için, işinizde minnettar olduğunuz iki şeyi yazın.

6. Arka planda hoşlandığınız bir müzik çalın.

7. Haftanın ortasında yalnızca oyun oynamak için bir gün izin alın.

8. Bir gün boyunca favori iş gurunuz gibi olun. Onun yapacağını düşündüğünüz biçimde eylemde bulunun ve karar alın.

9. Müşterilerinize onları düşündüğünüzü göstermek için kendilerinde manevi yücelme hissi uyandıracak notlar gönderin.

10. Biraz hayal kurun ve zamanı düşünün. Bunu yapamayacak kadar meşgulseniz, geçiminizi sağlayacak parayı kazanamayacak kadar meşgulsünüz demektir

Dr.Sharon House

Kaynak: www.kisiselbasari.com

Beynimizi Neler Yoruyor

1) Beyin kendisinden tam, net ve kesin olarak ne istendiğini bilmek ister.

Beyin gücünüzün istediğinizi tam olarak yapabilmesi için siparişinizi tam ve kesin olarak bilmesi gerekir.

2) Hep bir konuyla ilgilenince beyin gücü zayıflar.Sıradan monoton bir işte konsantre şekilde uzun süre kalırsa beyin inanılmaz

derecede sıkılır ve yorulur.

3) Ne söylendiğini anlamayınca beyin bunalır.Anlaşılabilirliği düşük sözler, davranışlar ve kitaplar da insan beynini yorar,kızdırır ve çıldırtır.

NELERİ ÇABUK UNUTURUZ ?

1) Tam olarak anlayamadığımız konular,

2) Rakamlar,isimler

3) Bilinçsizce rastgele öğrendiklerimiz

4) Aralıksız uzun süre çalışmayla öğrendiklerimiz

5) Tekrarlamadığımız bilgiler

6) Mutsuz olduğumuz bir anda öğrendiklerimiz

7) İstemeden mecbur kalarak öğrendiklerimiz

8) Düşünmeden ezberlediklerimiz

9) Düşünce ve inançlarımıza ters düşen bilgiler

10) Değişken zaman ve mekanda öğrendiklerimiz

11) Olumsuzluk ve mutsuzluk veren bilgiler

12) Soyut anlamakta güçlük çektiğimiz bilgiler

13) Uykusuz ve yorgunken öğrendiklerimiz

14) Başarısızlığı çağrıştıran bilgiler

15) İlgi ve Bilgi alanımıza girmeyen konular

16) Stresli bir durumda,dikkatimiz dağınıkken öğrendiklerimiz

17) Bir işimize yaramayacağına inandığımız bilgiler

18) Pasif dinlemeyle öğrendiklerimiz

Bu Resimler Sizi Tanıyor












1 - İçedönük - Hassas - Kolay etkilenen : Kendinizle ve çevrenizle ilgili düşüncelere etrafınızdaki çoğu kişiden daha sık ve daha derin bir şekilde dalıyorsunuz. Üstünkörü hareketler ve konuşmalardan nefret ediyorunuz. Geyik muhabbeti yapmaktansa yalnız kalmayı tercih edebiliyorsunuz. Ama yakın arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz o kadar kuvvetli ki bu da size ihtiyacınız olan uyumu ve gücü getiriyor. Yine de yalnız başına kalmaktan hiç sıkılmıyorsunuz.

2 - Özgür - Geleneklere karşı - Tutulamayan : Kendinizi geliştirmenizi sağlayacak özgür ve kimseye bağlı olmayan bir hayat peşindesiniz. Hobilerinizde ya da işinizde sizi başarıya ulaştıracak yeteneklere sahipsiniz. Bağımsızlığa olan düşkünlüğünüz bazen sizden beklenilenin tam tersini yapmanıza neden olabiliyor. Öyle her gördüğünüz şeye üzerinde düşünmeden uyacak tiplerden değilsiniz. Aksine kendi fikirleriniz doğrultusunda gitmeyi yani akıntıya karşı kürek çekmeyi seviyorsunuz.

3 - Dinamik - Aktif - Dışa dönük : İlginç ve çeşitli işlere girebilmek için risk almaktan kaçınmıyorsunuz. Rutin bir hayat sizi etkisiz hale getirebiliyor. En çok sevdiğiniz şey tüm olaylarda başrol oynamak. Aslında olayları başlatan kişi de siz oluyorsunuz.

4 - Ayakları yere basan - Dengeli - Uyumlu : Komplike olmayan ve doğal bir yaşamı, bir aşkı ve işi amaç edinmişsiniz. İnsanlar size saygı duyuyor çünkü sizin ayaklarınız öyle bir yere basıyor ki herkes sizden destek alıyor. Siz de bu insanlara güven sağlamayı biliyorsunuz. Çok sıcak ve insancıl olarak tanınıyorsunuz. Basmakalıp ve çok abartılı olan herşeyi reddediyorsunuz. Modanın getirdiği yeniliklere de bağlı değilsiniz. Aksine, sizin için giyim pratik ve rahat olmalı.

5 - Profesyonel - Pragmatik - Kendini tanıyan : Hayatını eline alıp şansını kadere bırakmak yerine yaratmayı sevenlerdensiniz. Problemlerinizi pratik ve karışık olmayan yöntemlerle çözüyorsunuz. Günlük hayatınızda gerçekçi olmayı tercih ediyorsunuz. İşte ise herkes sizi sorumluluk sahibi olarak tanıyor. Sizin kendinize olan güveniniz sayesinde etrafınızdakiler de sizden güç alıyor. Fikirlerinizi uygulamaya koyana kadar rahat edemiyorsunuz.

6 - Barışçıl - Tedbirli - Agresif olmayan : Anlaşması kolay bir insansınız. Kendi özel hayatınıza ve özgürlüğünüze düşkün olduğunuz için de arkadaşlarınızı pek yormuyorsunuz. Bazen hayatın anlamını düşünmek ya da kendi kendinize eğlenmek için her şeyden uzaklaşıp yalnız kalmak istiyorsunuz. Bu yüzden de kaçabileceğiniz güzel mekanlar nerede biliyorsunuz ama siz yalnızlık düşkünü bir insan da değilsiniz. Sadece hayatın size vermiş olduklarını takdir eden, dünyayla barışık bir insansınız.

7 - Dikkatsiz - Oyunsever - Neşeli : Spontane ve özgür bir hayatı seviyorsunuz. Hayata bir kere gelinir ilkesinden yola çıkarak dolu dolu yaşamayı istiyorsunuz. Çok meraklı ve her yeni şeye açık bir insansınız. Tüm değişikliklerin sizi büyüttüğüne inanıyorsunuz. Bağlı kalmak kadar sizi sıkan bir şey yok. Sürpriz yapmaktan ve sürprizlerle karşılaşmaktan çok hoşlanıyorsunuz

8 - Romantik - Hayalci - Duygusal : Çok duygusal bir insansınız. Olayları gerçekçi tarafından görmeyi reddediyorsunuz. Sizin için duygularınızın size söyledikleri önemli. Ayrıca yaşamda hayallere yer olması gerektiğini savunuyorsunuz. Romantizmi reddeden ve her şeyi akılcı bir yolla çözmeye çalışan insanlarla anlaşamıyorsunuz. Hayallerinizi, duygularınızı sınırlayacak her şeyi reddediyorsunuz.

9 - Analitik - Güvenilir - Kendinden emin : Hayatınızı insanların gözden kaçırdığı küçük değerli taşlarla doldurmayı seviyorsunuz. Bu nedenle kültür sizin hayatınızda önemli bir yer oynuyor. Yine de siz şık ve zarif duygularınızın çevreden etkilenmemesini sağlıyorsunuz. Sizin için zarif ve görgülü bir hayata sahip olmak çok önemli. Ve yine aynı tarzdaki insanlarla birlikte olmayı tercih ediyorsunuz.

Ön Yazı Örneği

FİRMA ADI ve UNVANI

İnsan Kaynakları Bölümü

REF: SAT05 SATIŞ DANIŞMANI

Sayın Ad SOYAD, .../..../2005

7 03 2005 tarihli .... gazetesinde yer alan SATIŞ DANIŞMANI pozisyonu için ekli özgeçmişimi değerlendirmenizi rica ederim.

İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü.nden 2004 yılında mezun oldum. Öğrenciliğim sırasında part-time olarak Satış Danışmanlığı., .Müşteri Temsilcisi pozisyonlarında çeşitli mağaza zincirlerinde görev aldım. Satışını yaptığım ürünü tüm özellikleriyle tanımak ve bu özellikleri müşterinin ihtiyaçlarıyla örtüştürmek temel prensibimdir.

Bu amaçla sürekli öneri ve yeni fikir geliştiririm. Görev aldığım reyonlar satış ciroları sıralamasında her zaman ilk üçte yer almıştır. Halen ....... Çağrı Merkezinde Tele Satış Temsilcisi olarak çalışıyorum. Ayrıntıları özgeçmişimde bulabilirsiniz.

Özel olarak davranış bilimleriyle ilgileniyorum, insan/müşteri davranışlarını sürekli gözlemliyor ve konuyla ilgili yayınları takip etmeye çalışıyorum. Halen çalıştığım işte özellikle dinleme becerimi geliştirme fırsatı buldum.

Müşterilerin beklenti ve ihtiyaçlarını anlamak, buna uygun hizmeti sunmak ve karşılığında yaşadıları memnuniyeti görmekten zevk ve heyecan

duyuyorum.

Mağazacılık alanında kariyerimi geliştirmeyi hedefliyorum. Kariyerime ürün ve hizmet yaklaşımıyla kendime çok

yakın hissettiğim ....... .te devam etmeyi çok isterim. ... .u ve hizmetlerinizi en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum.

Satış Danışmanı olarak ...... için yapabileceklerim konusunda görüşme olanağı verirseniz çok sevinirim.

Saygılarımla,

İsim ve imza

Adres

Ön Yazı

Yazının ilk bölümünde genel ve kısa olarak hakkınızda bilgi vermelisiniz dikkat edilmesi gereken nokta bu
bölümde vereceğiniz kendiniz ile ilgili bilginin çok fazla ayrıntılı olmamasıdır, adınız soyadınız ve mesleğiniz yeterlidir ve daha sonra başvurduğunuz şirket yada ilan hakkında nereden ulaştığınızın bilgisinin verilmesidir. Bu konuda vereceğiniz bilgiler net bir şekilde anlatılmalıdır.

Mektubun 2. Bölümünde öncelikle aldığınız eğitim hakkında bilgi vermelisiniz. İlkokuldan başlayarak sıralamamalısınız zaten bu bilgileriniz CV niz de mevcut olacaktır son mezun olduğunuz okul ve bölüm ile beraber okulda en çok sevdiğiniz dersler, tez konunuz, ve okul hayatında katıldığınız projelerden bahsetmeniz eğitim kısmı için yeterli olacaktır. Eğitim bilgilerinizden bahsettikten sonra iş bilgilerinizden bahsetmelisiniz. Hangi işyerlerinde çalıştığınızı ve CV den farklı olarak bu işyerlerinde hayata geçirdiğiniz projeleriniz var ise projelerinizden, yada iş yerinizdeki sorumluluklarınızdan, kime raporlama yaptığınızdan bahsetmelisiniz. Ama bu noktada unutulmaması gereken kronolojik belli bir düzen içerisinde bu bilgilerin zaten CV niz de mevcut olduğudur. Diğer bir
deyişle ön mektubunuz CV den farklı olmalıdır, CV niz de kullanamayacağınız edebiyat dilini örnek olarak eğitim kısmındaki sevdiğiniz dersler, görev aldığınız projeler gibi kısımları iyi bir anlatım dili kullanarak ilgili kişiye sunmanız gerektiğidir. Üçüncü bölümde kişisel özelliklerinizi yazmalısınız.Hobileriniz, kişisel yapınız hakkında bilgi vermelisiniz. Bu noktada kullanacağınız dil çok
önemlidir çünkü tamamen kendiniz hakkınızda soyut kavramlardan bahsedeceksiniz bu bahsettiğiniz özelliklerinizi herhangi bir belge ile kanıtlayamayacağınızı unutmayın. Bu yüzden kullanacağınız dil tamamen çok akıcı ve betimleyici olmalıdır. Mektubunuzu okuyacak yetkili kişi sizin
yetilerinizi ve özelliklerinizi zihninde canlandırarak portrenizi oluşturmalıdır. Kullanacağınız edebiyat dilinde ve bilgisini vereceğiniz özellikleriniz de asla abartıya kaçmamanız gerekmektedir. Unutmayın sizin mektubunuzu okuyan yetkili kişiler günde yüzlerce ön mektup okumaktadırlar.
Abartılı hissettikleri ön yazıları olumsuz olarak değerlendireceklerdir. Bu bölümde bahsedilmesi gereken diğer bir husus ise bu işe neden başvurduğunuzun bilgisidir.. Size göre bu işin gerektirdiği özellikler nelerdir. Bu noktada sizin bu yetilere sahip olduğunuz bilgisini ayrıntıları ile anlatmalısınız, kullanacağınız dil sade ve açık olmalıdır.
Mektubun sonunda ilgili kişiye vakit ayırdığı ve sizi olumlu olarak değerlendirdiği için teşekkür ederek yüz yüze görüşmekten mutluluk duyacağınızı belirtmelisiniz. Bu noktada iletişim bilgileriniz CV niz de
zaten mevcut olduğu için tekrar veriyor olmanız gereksiz kalabalık yaratacaktır. Ek olarak olumlu yada olumsuz yanıt için irtibata geçilmesini arzu ettiğinizi belirtmelisiniz. Özet olarak baktığımızda hazırlayacağınız ön yazılar CV nize destek olacaktır. Olumlu başvuru olması için ön yazıların mektup özelliği taşıdığından dolayı, edebi yönde yazılması pozitif etki yaratacaktır. Önemli bir konu ise kalıplaşmış ön yazılardan uzak durmanız gerektiğidir. Başvurduğunuz şirket ve pozisyon hakkında bilgi sahibi olmalı ve bu bilgiyi işin özelliklerini sıralarken doğru şekilde kullanmalısınız. Şirket ve
pozisyon hakkında bilgi sahibi olmanız olumlu değerlendirilmenizi sağlayacaktır. Yapacağınız küçük bir araştırma ile şirket hakkında birçok bilgiye sahip olabilirsiniz. Bu bilgiyi ön yazınızda ve yüz yüze
görüşmenizde doğru şekilde kullanmanız her zaman söylediğimiz gibi sizin birçok adaydan farklı değerlendirmenizi sağlayacaktır. Mektubun sonunda teşekkür etmeniz doğru etki yaratarak size geri dönülmesi konusunda ricanızın destekçisi olacaktır. Unutmayın atacağınız her doğru adım zirveye
yaklaşmanızı daha da kolaylaştıracaktır.